Yuzuklerin Efendisi / Turkiye LOTR / Turkey

prince-imrahil göndermiş "Karlı bir gündü. Son ittifakın ve Mordor kuşatmasının üzerinden iki yıl geçmiş, acıların üzeri kabuk bağlamış ve insanların içinde yanan ateş küllenmişti. Artık Orta Dünya'da işler yavaş yavaş yoluna girmeye başlamıştı; Dol Guldur temizlenmiş, Galadriel ve Celeborn, Ayrıkvadi'ye varmış ve Saruman öldürülmüştü. Gondor Krallığı ise gün geçtikçe büyüyor ve eski intişamını geri kazanıyordu...

Kral Elessar gözlerini batıya doğru çevirmiş, Ak Ağacın altında duruyor ve bir yandan da kadim günlerin hüzünlü şarkılarından birini sölüyordu. Onu bu soğukta dışarıda gören Arwen meraklanmıştı. Hemen onun yanına gitti ve güzel gözleriyle Kral Elessar'a bakarak sordu:
-Neyiniz var, niye kederlisiniz ?
-Bilmiyorum. İçimde hala bir şeyin eksikliğini hissediyorum, sanki bir şeyi tamamlayamadım gibi...
Hüzünüzün sebebi yoksa korktuğum şey mi, efendim ?, dedi Akşamyıldızı.
Elessar onun ne düşündüğünü anlamıştı, hiddetlenmişti fakat bunu belli etmedi ve yumuşak bir ses tonuyla şöyle dedi:
-Hayır, Hüznümün sebebi yüzük değildir hanımım, bilakis bunu yapabildiğim için çok mutluyum.
-Öyleyse nedir, kralım ?
-Sanki Orta Dünya'daki kötülüğün hepsini yok edemedik gbi hissediyorum, dedi.
Arwen'in içini bir korku kapladı, yüz hatları gerildi ve şöyle dedi:
-Kralım, korkunuz boşunadır. Kötülük bitti artık sıra sizin !
-Keşke bende sizin gibi düşünebilsem, dedi ve içeri döndü Kral.
Ne yazık ki Kral Elessar haklıydı. Minas Morgul ve Mordor'un yıkılışından iğrenç bir varlık kurtulmuştu.
İğrenç dili ve sinsi hareketleriyle herkesi kandırabilen iğrenç bir mahluktu. O, Sauron`un Ağzıydı. Yıkımdan kurtulmuş ve doğuya en doğuya artık kimsenin varlığına inanmadığı Son Çöl'e kaçmıştı. Ve orada kimsenin yaşadığına inanmadığı ve sadece bir efsane olduğuna inandığı "varlıklarla" tanıştı ve onları zehirli sözleriyle kandırdı. Yaptığı en iyi işlerden biri olan yalakalağı yaptı. Kötülük yeniden doğuyordu...
Bu arada Kral Elessar, Berethor'u yanına çağırtmıştı ve ona Gondor'un ulu meclisinin toplanacağını, bu yüzden herkese haber verilmesini istedi. Bunun üzerine Berethor her tarafa Minas Tirith'in en hızlı at binen habercilerini yolladı. Haberciler gereken yerlere zamanında ulaştı ve herkese teker teker haber verdi ve herkes bu teklifi bir emir gibi algılayıp memnuniyetle kabul etti.
Bir hafta sonra yavaş yavaş üyeler gelmeye başlamıştı. İlk gelen Faramir oldu. Faramir artık İthilien prensiydi. Burası Minas Tirith'e çok yakındı. Bu kadar gecikmesinin sebebi Haradrim'in üzerine bir sefer düzenlemesiydi. The Dragon Landg'e kadar her yeri temizlemişti. Kral Elassar onu sevgiyle karşıladı ve onunla bir süre sohbet etti. Aynı zamanda Faramir'in zarif eşi Eowyn'de gelmişti. Minas Tirith'in içinde şarkılar söyleyerek dolaşıyordu. Bir gün sonra Dol Amroth kralı ve Gondor Vekilharcı Prens İmrahil gelmişti. Onun geç gelişinin sebebi ise Valinor'a gitmeden önce kendisini ziyarete gelen elfleri karşılamasıydı. Ayrıca Gondor'un kuzeyini ve batısını düşmanlardan temizlemiş ve Rhun bölgesine kadar ki yerleri ve Rhun'u, Kral Elessar'ın isteği üzerine fethetmişti. Yanında oğulları Erchirion ve Amrothos'da vardı. İkiside babaları gibi siyah saçlı ve gri gözlüydü. Uzun boyluydular ve üzerlerindeki gümüşi zırhlar güneşin yansımasıyla parlıyordu. Prens İmrahil'in üzerinde ise Demir ayak Durin tarafından hediye edilmiş altın ve gümüş karışımı parlak bir zırh vardı. Kral Elessar onları karşıladığında şöyle dedi:
- Sevgili Dostum İmrahil nasılsın ?
- Sağol Aragorn teşekkür ederim, iyiyim.
- Görüyorum ki yalnız değilsin, yanındakiler kim İmrahil, dedi Aragorn sanki onları tanıyor gibiydi.
- Oğullarım Erchirion ve Amrothos, dedi Prens İmrahil.
- Çok büyümüşler, dedi Kral. Geçen sene gördüğümden beri epey değişmişler. Peki Elphir nerede ?
- Onu gelecek misafirleri karşılaması için Dol Amroth'ta bıraktım, dedi Prens İmrahil.
Sonra hep beraber yemek salonuna çıktılar. Onları orada Faramir bekliyordu. Faramir, Prens İmrahil'i görünce çok sevindi ve şöyle dedi:
- Nasılsınız efendim ?
- İyiyim sağol Faramir.
- Amrothos ve Erchirion bayağı değişmiş, siz nasılsınız ?
- İyiyiz Sağol Faramir, dediler ve yemeğe başladılar. Çok geçmeden içeri Beregond girdi ve aşağıda bazı misafirlerin olduğunu belirtti. Elessar aşağı indi ve onları görünce çok mutlu oldu.
- Thranduil oğlu Legolas ve Gloin oğlu Gimli, dostlarım nasılsınız ?, dedi Kral.
- İyiyiz, Aragorn sağol dediler.
Legolas'ta bir değişiklik yoktu. Ancak Gimli'nin sakalı 5-10 cm uzamıştı. Hep beraber yukarı çıktılar ve yemeğe katıldılar. Elessar, niye çağrıldıklarını soran misafirlerine sadece "zamanı var" diyordu.Ertesi sabah günün ilk ışıklarıyla uyandılar. Baharın habercisi rüzgarlar Gondor'un sancakları etrafında esiyordu. Öğlene doğru Eomer gelmişti. Yalnızdı. Bu gerçekten ilginçti. Herkes Eomer'inde gelmesiyle kimsenin kalmadığını ve artık toplantının başlayacağını düşünüyordu fakat yanılıyorlardı. 3 gün sonra bir pelennor çimenleri üzerinde haraket 5 meşale göründü. Muhafızlar hemen Beregond'a haber verdi, o da kral Elessar'a haber verdi. Elessar ateşlere baktıktan sonra Telasthin önderliğinde üç kişilik bir grubu ateşlerin bulunduğu bölgeye gönderdi. Minas Tirith'in kapıları büyük bir gürültüyle açıldı ve üç atlı hızla haraket eden ateşe yaklaştı. Oraya vardıklarında çok şaşıracaklardı...

DEVAM EDECEK"