Yuzuklerin Efendisi / Turkiye LOTR / Turkey

prince-imrahil göndermiş "
İki asker onları tanıyamamıştı fakat üstündeki şaşkınlığı atan Telasthin onları tanımıştı ve şöyle dedi:
- Merhaba Ak Büyücü !
- Merhaba Herad oğlu Telasthin, görüşmeyeli uzun oldu.
- Evet, bu arada sana da merhaba efendi Peregrin Took.
- Sağol Telasthin !
- Sizde hatırladığım kadarıyla efendi Meriadock'tunuz.
- Evet, dedi Merry homurdanarak çünkü çok acıkmıştı ve dört gündür durmadan at sürüyorlardı.
- Lakin diğerlerini tanıyamadım, dedi Telasthin.
- Onlar benim misafirim. Kralın bizden isteyecekleri konsunda yardımları olabilir, dedi Gandalf.
- Peki, dedi Telasthin şaşırmış bir şekilde. Daha sonra hep beraber şehre geri döndüler.

Şehire geldiklerinde halk şaşkın gözlerle onlarlı izliyorlardı çünkü grubun içindeki iki yabancıyı tanımıyorlardı ve savaştan yeni çıkmış bir halk için bu hiçte hoş birşey değildi. Telasthin onları alıp yemek salonuna çıkardı. Özellikle Pippin buraları çok özlemişti. Kral Elessar onları görünce çok şaşırmıştı çünkü o sadece Gandalf'ı çağırmıştı ve yanındakileri beklemiyordu fakat yine de çok sevindi ve şöyle dedi:
- Hoşgeldin Gandalf ! Sizlerde Merry ve Pippin ! Ayrıca sizde hoşgeldiniz, dedi Aragorn iki yabancıyı kasdederek.
- Teşekkürler Kral Elessar, dedi Gandalf.
Ardından Merry ve Pippin atılıp hemen Kralın önünde eğildiler. Kral gülümsedi ve şöyle dedi:
- Kalkın dostlarım, önümde eğilmenize gerek yok.
Hemen ardından Pippin çok sevdiği Faramir'in önünde eğildi. Faramir buna hem şaşırmıştı hem de biraz utanmıştı. Faramir hemen teşekkür ederek Pippin'den kalkmasını rica etti. Daha sonra Merry ve Pippin eski dostlarını gördüler ve hemen yanlarına gidip onlarla eski günleri yad etmeye başladılar. Ancak Eomer kendisine selam verilmemesine çok içerlemişti fakat belli etmemeye çalışıyordu. İmrahil ise bunlara pek üzülmemişti. O, oğulları ile beraber Aragorn ve Gandalf ile sonbet ediyordu. Ancak iki yabancı kafalarındaki başlıklarını ve pelerinlerini çıkarmadan şöminenin önünde oturuyorlar ve konuşmuyorlardı. Aragorn bir yandan Gandalf ve İmrahil ile konuşuyor, bir yandan da gözünün ucuyla bu iki yabancıya bakıyordu ve sonunda şöyle dedi:
- Artık bütün dostlarım geldiğine göre yemeğe oturabiliriz.
Bunun üzerine büyük ahşap masanın etrafında toplandı ama gizemli iki yabancı masaya gelmedi. Bunun üzerine Aragorn şöyle dedi:
- Buyrun lütfen oturun, Gandalf'ın dostları benimde dostlarımdır.
Bunun üzerine iki yabancı masaya geldi. Gri pelerinli olan masaya yaklaştı ve üstündeki pelerinini çıkardığında herkes çok şaşırdı. Bu Radagast'tı. Merry, Pippin ve Gimli hariç hepsi onu tanımıştı. Daha sonra Radagast şöyle dedi:
- Sağolun kralım, teşekkürler.
Daha sonra Gandalf şöyle dedi:
- Bilmeyenleriniz için söyleyeyim; bu Radagast. Kendisi benim çok yakın bir arkadaşım ve ilerleyen günlerde ona ihtiyacımız olabileceğini düşündüm. Bu yüzden kendisinin benimle gelmesini istedim ve o da memnuniyetle kabul etti.
Bunun üzerine herkes kafasını saygıyla eğdi ve Radagast yerine oturdu. Artık tek bir yabancı kalmıştı. Gandalf'a baktı ve parlak yeşil pelerinini çıkardı. Kimse onu tanıyamamıştı. Gandalf tam açıklama yapacakken yabancı sözünü kesti ve olgun bir sesle şöyle dedi:
- İzin verirseniz ben konuşayım.
Yabancı uzun boylu, esmer,kahverengi ve uzun saçlıydı. Hafif kirli bir sakalı vardı. Gözleri simsiyahtı. Yüz hatları oturmuştu. Üstünde gümüşi ve cüce işine benzeyen kalın bir zırh vardı. Arkasında koyu lacivedt bir pelerin vardı. Zırhının önü genişti ve önünde çapraz şekilde iki kılıç ve altında bir kurt kafası resmi vardı. Yabancı şöyle dedi:
- Ben Torki boyundan Baga oğlu Umur Bey'im ve buraya Gandalf'ın ricası üzerine geldim.
Herkes çok şaşırmıştı çünkü kimse Torki diye bir boy veya halk duymamıştı. Aragorn üzerindeki şaşkınlığı atıp şöyle dedi:
- Söyle Baga oğlu Umur Bey, nereden geldin ve kim bu Torkiler?
- Astanya'dan geldim, doğudan, dedi Umur Bey.
Bunun üzerine Faramir'in gözleri parladı ve eli kılıcına gitti. Bunu gören Gandalf şöyle dedi:
- Telaşa gerek yok, Umur Bey bizim dostumuz ve buraya krala yardım etmek için geldi. Bunun üzerine Faramir:
- Yardım etmek isteseydi, Gondor kuşatmasında yardımımıza gelirdi. O bir şarlatan, dedi.
Umur Bey çok sinirlenmişti fakat tepki vermedi. Bunun üzerine Gandalf heybetli bir sesle:
- Benim işime karışma Denethor oğlu Faramir, dedi.
Prens İmrahil'inde sözleriyle Faramir yerine oturdu. Sonra Aragorn, Umur Bey'in devam etmesini istedi. Bunun üzerine Umur Bey şöyle dedi:
- Kralım, yardımınıza gelmeyi çok istedik lakin artık doğuda çok az soylu insan kaldı. Bizde kalanlarla beraber Sauron'a karşı savaştık ve Mikardiya'ya kadar olan bölgeyi orklardan temizledik. Bu arada sandığınız gibi doğuluların hepsi kötü değil. Bizde Sauron'a karşı savaştık. Buraya Gandalf'ın çağrısı üzerine seve seve geldim. Babam kral Baga size sonsuz saygılarını iletmemi istedi. Bunun üzerine biraz düşünen Aragorn yumuşak bir ses tonuyla şöyle dedi:
- Dostluğunuzu kabul ediyorum Baga oğlu Umur Bey, bize katılabilirsiniz.
Bunun üzerine herkes masaya oturdu ve bütün gözler Umur Bey'i izlemeye başladı. Özellikle Faramir'in kanı ona hiç ısınmamıştı. Yemek sırasında herkes birbiriyle sohbet etti ve gece sonunda kral şöyle dedi:
- Dostlarım hepinize geldiğiniz için teşekkür ederim. Sizi buraya kadar getirme sebebimi yarın mecliste açıklayacağım. Şimdi isterseniz odalarınıza çekilebilirsiniz. Bunun üzerine herkes krala selam verdi ve iznini alarak odalarına çekildi."