Oturum Aç
|
Henüz bir hesabınız yok mu? Yeni bir tane yaratabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yöneticisi, yorum yönetimi ve kendi adınızla yazı girişi gibi imkanlardan faydalanabileceksiniz.
|
Önceki Yazılar
|
Mart 21, 2013 - 08:08:57 · Kızıl Yolculuk (1)
Kasım 07, 2012 - 16:17:32 · Bitmemiş Öyküler Çıktı (10)
Kasım 07, 2012 - 16:00:58 · Rohan ve Türk Benzerliği Üzerine (0)
Kasım 07, 2012 - 15:56:46 · Hobbit Fragmanları (0)
Aralık 21, 2011 - 08:18:56 · Hobbit Trailer (0)
Ekim 10, 2011 - 10:09:41 · Orta Dünya Tarihi: Kayıp Yol ve Diğer Yazılar (2) (0)
Haziran 13, 2011 - 10:37:47 · Orta Dünya Tarihi: Kayıp Yol ve Diğer Yazılar (1) (5)
Haziran 13, 2011 - 10:34:53 · Hobbit Vizyon Tarihleri ve Isimleri Açıklandı! (0)
Haziran 13, 2011 - 10:18:39 · Oyun Fikirleri (2)
Aralık 03, 2010 - 08:08:20 · BBC Tolkien röportajı (0)
Kasım 22, 2010 - 11:15:26 · The Hobbit icin Gazete Ilani (2)
Ekim 22, 2010 - 11:31:19 · Hobbit oyuncuları (10)
Ekim 13, 2010 - 09:27:41 · Yüzüklerin Efendisi'nin Sırrı Ne? (2)
Haziran 02, 2010 - 07:54:36 · HOBBİT TEHLİKEDE (4)
Nisan 06, 2010 - 09:13:39 · Muhiddin-i Arabi'nin Eserleriyle Lotr ve Silmirallion'a Bakın (5)
Nisan 06, 2010 - 09:13:33 · Gölgelerin İçinden (0)
Ocak 19, 2010 - 08:58:13 · Born of Hope. LOTR Fan Filmi (11)
Ocak 08, 2010 - 15:45:13 · Hobbit'le İlgili Bazı Sorular (0)
Ocak 08, 2010 - 15:44:59 · Mucizeler Savaşı (6)
Ocak 08, 2010 - 15:44:38 · LOTR Filmlerindeki Sinir Bozucu Sahneler (18)
Eski Yazılar
|
|
LOTR: Karakterlerin İçine Girememek Bilinçli Bir Tercih mi?
Yayınlanma tarihi Mayıs 04, 2002 - 13:02:34 Gönderen Ringmaster |
|
Obi-Wan göndermiş "Bir kitap dükkanında Fantasy türüyle arasının olduğu belli olan iki kişi kitap raflarına bakarken Lord Of The Rings'i görüyorlardı.Çocuklardan biri Türkçeye yeni çevrilmiş kitabı gördüğünde diğerine gösterdi öbürü ise ona kısaca:"Abi ben Tolkien'i sevmiyorum." diyerek onun hakkında şimdi pek hatırlamadığım bir kaç olumsuz şey daha söyledi.Ben doğrusu şaşırmıştım.Aynı kitabın Türkçe'ye çevrildiğini görünce o kadar heyecanlanmış ve o kadar hızlı bir şekilde kitabı almıştım ki hala buna şaşıyorum.
Bazı arkadaşlarımda Tolkien'e karşı önyargılı davranıp okumuyorlardı bazısıda yarıda bırakıp sıkılmışlardı.Bir taneside tasfirlerin çok uzun ve iç bayıcı olduğunu söyleyerek yarıda bıraktığını ama hikayeden çok etkilendiğini fakat kitapta adapte olamadığını söylemişti.Bu konuda söyleyecek fazla bir şey yok herkezin görüşüne saygı duymak lazım ama bence o tasfirlerdeki ayrıntılar her ne kadar gerçekten bir kitaba göre fazla uzun olsa bile açıkçası beni kitabın atmosferine bağlayan şeylerdi.
Ama daha sonra düşünmeye başladım.Karakterlerle kurulan bağda bir değişiklik vardı.Birçok arkadaşımında dediği gibi karakterlerin içine giremiyordunuz.Yani olayları içinizde hissediyordunuz ama onların tam olarak neler hissettiğini kestiremiyordunuz.Bu bana ilk başta Tolkien'in tek eksiği gibi geliyordu ama kısa bir süre önce acaba dedim kendi kendime "Bu bilinçli bir seçim olabilir mi?"
Yani hangimiz en yakın arkadaşımızın dahi düşüncelerinin içine girebiliyoruz ki?Onların ne hissettiğini tahmin edebiliriz elbette ama gerçekte ne hissettiklerini tam olarak kim bilebilir ki?
Bu Tolkien'in karakterlerini daha gerçekçi yapıyordu kanımca.İlk başta Tolkien'e toz kondurmamak için işi abarttığımı düşündüm.Başka bir yazar olsa direkt olarak bu tarzın onun bir eksiği olduğunu düşünürdüm.Ama Tolkien başka bir yazar değil ve insan üstünde daha fazla düşünmeden edemiyor.
Tolkien'in tasfirleri ve Yüzük Kardeşlerinin başına gelen onca şey bizim hikayeyi yaşamamızı sağlıyordu.Ama şu karakterlerin içine diğer kitaplarda ki gibi bir türlü giremiyorduk ki bir türlü.Gandalf Karanlığa düşünce tamam hepsi çok üzüldü kederlerinden yerlere kapandılar ağladılar vs... eee ama Aragorn'un o an içinden ne geçiriyordu?"Bırak şimdi ağdalı sözleri Aragorn kalbin eski bir dostu kaybetmenin acısının ağırlığı ile seni tüketmiyor mu?"
"Ya sen Frodo nasıl söyleyeceksin Bilbo'ya çocukluğundan beri tanıdığın,hayır hatta dünyanın simgesi olan bu eski dostun artık var olmadığını?"
"Merry,Pippin,Sam o kaba,yaşlı,sert büyücünün sizi tekrar azarladığını duymak için neler vermezdiniz değil mi?"
"Ya sen Legolas Aklına hiç Mithandir'in düşeceği gelirmiydi?"
Ama onların ne hissettiğini anlayamıyoruz işte içlerine giremiyoruz.Sadece tahmin edebiliyoruz.Ama zaten ne hissettikleri pek de umurumuzda değil çünkü bizde onlarla beraber ağlıyoruz.Biz kimmiyiz?Biz Yüzük Kardeşliğinin Onuncu Üyesiyiz!Her şeyin başından beri oradayız.Onlarla beraberiz.Her şeyi onlarla beraber yaşıyoruz.Onların ne hissettiğini bilemiyoruz çünkü onlar gerçek o an için onlarda bizimle aynı havayı soluyor,yaşıyor.Onlar içine girebileceğimiz kitap karakterleri değil onlardan bizim gibi acı çeken,sevgi dolu,hisseden varlıklar.Ve işte tam burda üçüncü kitabı bitirdikten sonra hüzünlü ve buruk bir sevinçle Ayrılan yüzük taşıyıcılarının arkasından bakakalıyoruz.Biz de Orta Dünya'dan ayrılıyoruz onların hiç birinin bilmediği farklı bir yollada olsa bütün bu maceraları,hüzünleri ve kardeşliği kalbimize gömerek gidiyoruz o diyardan.
Sonuç:Evet karakterlerin içine giremiyoruz.
Bu bir eksik mi? Artık pek emin değilim.
Ama gerçekte kim kimin ne hissettiğini tam olarak bilebilir ki?
Al işte Tolkien'e hayran olmak için bir başka neden daha.Hangi yazar karakterleri en iyi şekilde gerçekçi yapabilir bilmiyorum.
Ama kim yaşatır artık çok iyi biliyorum.
Sevgiler Tüm Yüzük Dostları.
"
|
| |
Oturum Aç
|
Henüz bir hesabınız yok mu? Yeni bir tane yaratabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yöneticisi, yorum yönetimi ve kendi adınızla yazı girişi gibi imkanlardan faydalanabileceksiniz.
|
|
"LOTR: Karakterlerin İçine Girememek Bilinçli Bir Tercih mi?" | Oturum Aç/Yeni Hesap Yarat | 9 yorum |
| Yorumlar gönderene aittir. İçeriğinden hiçbir şekilde site ve site yönetimi sorumlu tutulamaz. |
Re: Karakterlerin İçine Girememek Bilinçli Bir Tercih mi? (Puan: 0) Gönderen Anonim Tarih: Mayıs 04, 2002 - 13:55:15 | Çok ilginç bir konuya parmak bastın bak. Ben bunu daha önce fark etmemiştim ama şimdi bu kitabı neden diğerlerinden daha gerçekçi bulduğumu anlıyorum.
Bence bu Tolkien'in eksiği değil kesinlikle ve direk onların duygularını yazmak kolaya kaçmaktır. Ben de düşünmüştüm nasıl yani Aragorn hiç üzülmedi mi de şimdi böyle konuşuyo diye...
Yani Tolkien onların duygularını yoruma açık bıraktı. Biraz da bizim "acaba ben olsaydım neler hissederdim" diye düşünmemizi sağladı. Keşke Silmarillion'daki öyküleri bitirebilseydi. Her birinden bir kitap çıkardı!
Bence O BİR DAHİ! |
[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]
...Çok Haklısın... (Puan: 1) Gönderen QueenofGalad Tarih: Mayıs 04, 2002 - 21:17:22 (Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) | Evet, bizler Yüzük Kardeşliğinin 10. üyeleriyiz.. Kitabın sonunda şöyle bir yazı vardır : 'Ve o andan sonra Orta Dünya'da Yüzük Kardeşliğinden kimse kalmamıştı...' İşte hangimizin gözleri dolmadı ki bunu okuyunca.. Keşke kitap bitmeseydi diye hangimizi geçirmedik ki içimizden.. Sevgiyle kalın kardeşlerim! Pëåcë! |
[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]
Re: Karakterlerin İçine Girememek Bilinçli Bir Tercih mi? (Puan: 0) Gönderen Anonim Tarih: Mayıs 05, 2002 - 00:16:30 | şöyle bir alıntı;
"Ulmo artık Orta Dünyada'ki Elfler'in Valar'ın yardımına ihtiyacı olduğunu söylemişti.Fakat Manwe sessiz kaldı ve hiçbirşey söylemedi,onun içindeki düşünceleri kim bile bilirdi ki?"
|
[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]
Re: Karakterlerin İçine Girememek Bilinçli Bir Tercih mi? (Puan: 1) Gönderen Gondorian_Flame Tarih: Mayıs 06, 2002 - 13:49:08 (Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) | Çok güzel ve yerinde saptamalarda bulunmuşsun, tamamen katılıyorum çünkü kitabı okuduğum süre boyunca bunu ben de hissettim. Okuyucu da kardeşliğin bir parçası ve olan olaylar karşısında diğer kahramanlar gibi hazılıksız ve de şaşkın ve böyle bir atmosferde hiçkimse bırakın diğerlerinin ne düşündüğünü bu olaylar karmaşında kendi düşüncelerinin bile ne olduğunudan tam emin değil. |
[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]
Re: Karakterlerin İçine Girememek Bilinçli Bir Tercih mi? (Puan: 1) Gönderen Silmaril_ Tarih: Mayıs 07, 2002 - 09:56:10 (Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) | Bence Tolkien'in eseri bir mitoloji olduğu için hikaytelerinde karakterlerin gözünde anlatmaya gerek duymamış.Ayrıca Tolkien'in eseri ne Forgetten Realms'a (Drizzt hakkında yazılmış romanlar) ne Dragonlance'e (Raistlin hakkında yazılmış neredeyse ona yakın kitap var) benzer Middle Earth bambaşkadır. |
[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]
Re: Karakterlerin İçine Girememek Bilinçli Bir Tercih mi? (Puan: 1) Gönderen meri Tarih: Mayıs 07, 2002 - 12:51:25 (Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) | Ben bunu en fazla, filmi izlediğim zaman,kitabı okumadan filmi izleyenler adına hissettim.Üçlemeyi filmi izlemeden çok önce birkaç kez okuduğum için bu konuda çok objektif olamıyorum.Fakat birlikte izlediğim dostlarıma kimin hangi hareketi/sözü neden yaptığını/söylediğini anlatmak için bayağı bir zorlanmıştım.Bir de üstelik cüce,insan ve elf soylarının kökenlerini bilince her bir karakter kendi kişisel özeliklerinin dışında daha bir kollektif özellikler kazanıyor,yani derinleşiyor.Burada her ne kadar Frodo yüzük taşıyıcısı olarak sanki en önemli kişi gibi görünse de,romanda adı geçen herkesin son derece önemli fonksiyonları var.En önemli birkaç karakterde yoğunlaşılmadığı için,kendimizi karakterlerin içine giremiyor gibi hissetmek çok doğal.Ama hepimizin fikir birliği içinde olduğu nokta da çok önemli:biz gerçekten o grubun 10 elemanıyız.
Ve evet...geride yüzük kardeşliğinde kimse kalmadı Orta Dünya'da...of o an gerçekten çok ağır geliyor...10.üye gibi hissetmek roman boyunca çok güzeldi...ama geride kalmışlık duygusunu içimden hiç atamadım...bu kadar zaman sonra bile... |
[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]
her kitapta belli başlı karakterlerin yerine kendimizi koyarız okudukç (Puan: 1) Gönderen Angelic Tarih: Mayıs 07, 2002 - 14:02:49 (Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder) | her kitapta belli başlı karakterlerin yerine kendimizi koyarız okudukça o kitabı ya da kitapları. Her filmdeki karakterler için de geçerli bu. Kahraman kadın ya da erkek kimse biz de o oluruz ve onun ne yapacağını kestirir "bak benim dediğimi yapıyor" deriz. Yazarların ve yönetmenlerin ortaklığı buradan geliyor. Film ya da kitap ne tür eser çıkarıyorlarsa ortaya, -insanları kendilerine bağlamak gayesiyle belki- anlaşılır ve kopya edilebilir karakterler kullanmaktan çekinmezler. Yani siz o karakterlerin yerine kendinizi kolaylıkla koyar ve o olduğunuzu düşünürsünüz. Tolkain'in farklılığı burada yatıyor bana kalırsa. Çünkü o bir yazar değil, bir araştırmacı, bir tarihçi. Tıpkı diğer gerçek tarihçiler gibi tarafsız kalmaya dikkat etmiş. Tabi etkilendiği yerler, olaylar olduğu da göz ardı edilemez. Ancak yazıya döktüğü OLAYLAR -hikaye ya da roman diyesim gelmiyor, etkinliği ve gerçek olabilirliği düşünüldüğünde- ve o olayları yaşayan karakterler varlıklarını sürdüren ya da o dönemlerde sürdürmüş olanlar. Tıpkı yaşamış bir kişinin biyografisini yazarsınız ya ona benzetebiliriz. Bu da bir kardeşliğin biyografisi.. O kardeşlikle yer alanların biyografisi...
Karakterlerin içine girmemek bilinçli bir tercih mi sorusuna verilebilecek cevaplardan biri de yaşanmışlık olasılığı olabilir. Yazar, aslında bir yazar olmadığından dolayı o karakterlere kendisinden fazla bir şey katmamıştır. Okuyucu da böylelikle her bir karakterin bağımsız olarak belirlendiğini kabul etmek durumunda kalır.
Bir roman/hikaye yazarı ile bir tarihçinin yapıtları arasında fark olduğu bariz ise ve Tolkain'in de bir yazardan çok tarihçi kimliği ön planda olduğu bilinen bir gerçek ise, yapıtlarındaki karakterlerin gerçekliği, her birinin bağımsız olarak ortaya çıkmasına nedendir. Okuyucunun/izleyicinin yaşadığını düşünüğü kişilerin yerine kendisini koyması veya onun ne düşündüğünü bilmesi bu durumda zorlaşıyor. Belki de okuyucu/izleyici bunu aklına bile getirmez.
Tarihçilerin en belirgin özelliklerinden birisini de vurgulamak isterim burada. Yapıtlarında okuyucuyu da dahil ederler, ayrı bir karakter olarak. Bakın eski Osmanlı tarihine. Hangimiz ülkenin gidişatını etkileyen durumlarda padişahın akıllı bir veziri, sadrazamı ya da ona benzer herhangi biri olmayı istemedik. Onlardan biri değil tamamen ayrı bir kişilik olarak orada bulunmak istemedik. Böylelikle bizim vereceğimiz ya da etki edeceğimiz kararlarla şimdikinden daha farklı durumlarda olabileceğimizi düşünmedik.
Bir arkadaşımızın dediği gibi, biz ne yüzük kardeşlerinden ya da ona yardım edenlerden herhangi birinin yerine kendimizi koymuyor, o bağımsız karakterlerin ne düşündüklerini bilemiyoruz. Okurken ya da izlerken yüzük kardeşliğindeki 10. kişi olarak onları dışarıdan gözlüyor ve kendi düşüncelerimizi kendimizle paylaşıyoruz.
Sevgiyle kal arkadaşım..
|
[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]
Re: Karakterlerin İçine Girememek Bilinçli Bir Tercih mi? (Puan: 0) Gönderen Anonim Tarih: Mayıs 18, 2002 - 12:00:03 | merhaba yüzük dostarı,bence tolkien onun yarattıgı ve neredeyse gerçekten bir zamanlar yaşamış karakterlerine çok büyük deger vermiş.bu yüzden onları öyle bir tasvir etmiş,öyle bir anlatmışki bize düşünecek hiçbirşey bırakmamış.bana göre kişi bir kitabı okurken karakterlerden birinin yerine koymamalı kendini,örnegin yüzük kardeşligi kaç kişiden oluşuyordu:9 kişiden.işte burada sen onuncu kişi olmalısın ki keyfini daha fazla çıkartabilesin ve kendini onlara daha yakın hissedebilesin...böylelikle kendi kişiligini yaratmış ve hayalgücünü fazlasıyla çalıştırmış olursun.DÜŞÜNCELERİME KATILANLAR VEYA TERS DÜŞÜNENLER LÜTFEN CEVAP YAZSIN... |
[ Anonim kullanıcı iseniz, lütfen kayıt olun ]
|