Orta Dünya Tarihi: Kayıp Yol ve Diğer Yazılar (1)
Tarih: Haziran 13, 2011 - 10:37:47
Konu: Editörün Seçimi / Özel Yazılar



Merhabalar, üniversite bitirme projem olarak seçtiğim "The History of Middle-earth, Volume Five: The Lost Road and Other Writings" adlı kitaptan 11-18 arası sayfaları İngilizce'den çevirdim ve kitabın henüz Türkçesine rastlamadığım için çevirdiğim kadarını burada sizlerle paylaşmak istedim. Kitap Christopher Tolkien tarafından J.R.R. Tolkien'in notlarından derlenmiş. Bazı yerlerde ufak anlam hataları olabilir çünkü çok kısa bir sürede yapmak zorunda kaldım maalesef, o yüzden mazur görülürse sevinirim.


NOT: Metnin aralarında (mesela ilk başta ve birinci versiyon ile ikinci versiyon arasında) konuşan Christopher Tolkien'dir, ben çevirinin haricinde hiçbir değiştirme ya da ekleme yapmadım. Bu çeviriyi burada sunmamın amacı da yalnızca LOTR fanlarını ilgilendirdiğini düşünmemdir ve orijinal metnin hiçbir telif veya yayım hakkı bana ait olmamakla birlikte amacım hiçbir hakkı ihlal etmek değildir.



Orta Dünya Tarihi, Beşinci Cilt: Kayıp Yol ve Diğer Yazılar

NÚMENÓR’UN DÜŞÜŞÜ

(i)

Orijinal taslak


Önceki bölümde de atıfta bulunulan, efsanenin orijinal ‘şemasının’ metni öylesine hızlı yazılmıştı ki sözcükler kesin olarak çıkarılamıyordu. Metin, başlarına yakın bir yerde Ambar olarak işaretlenmiş ve etrafında iki halka olan merkezi bir küreyi gösteren çok kaba taslak bir çizim tarafından kesilmektedir; iç bölge olarak tanımlanan alanın Ilmen olarak, dış bölgenin de Vaiya olarak işaretlendiği görülmektedir. Ambar’ın en üst noktasında bir uçtan diğerine uzanan, Ilmen ve Vaiya bölgelerinin ortasından geçen ve dış halkaya doğru her iki yönde uzanan düz bir çizgi bulunmaktadır. Bu çizim Ambarkanta’ya, IV. 241, eşlik eden Yuvarlanmış Dünya temsilinin öncüsü olsa gerek. Metnin Agaldor’a (bkz. sf. 78-79) da gönderme yapan ilk cümlesi sanki yanlış bir başlangıçmış gibi ya da ayrı bir taslağın başlangıcıymış gibi metnin geri kalanından ayrı olarak yazılmıştır.

Batı Denizi’nin Kuzey Batı kıyılarında yaşayan bir halkın reisi Agaldor.

Tanrıların son savaşı. İnsanlar çoğunlukla Morgoth’un saflarında yer alırlar. Zafer kazanıldıktan sonra Tanrılar divan toplarlar. Elfler Valinor’a çağrılır. [Üzeri çizilmiş: Sadık insanlar Diyarlarda yaşar]

İnsanların çoğu eski öykülere girmemiştir. Dünya üzerinde hala serbestçe dolaşmaktadır. İnsanların Babalarına yaşamaları için engin Batı Denizi’nde Ossë ve Aulë tarafından yükseltilen diyarlar verilir. Batı Krallığı büyür. Atalantë. [Sayfa kenarına eklenmiş: Efsanede sonradan Atalantë = Düşüş olarak adlandırılmıştır (eski ismi Númar ya da Númenos idi) ]. Halkı denizcilik, yetenek ve bilgelikte ileri bir halktır. Tol-erssëa’dan Orta Dünya kıyılarına kadar giderler. Nadiren Vahşi İnsanlar arasında görünürler, Sadakatsiz İnsanlar gibi [? Sadakatsizler de Yaban Halk’ı ayartırlar]. Bazıları Doğu’da reis olurlar. Ama Tanrılar Valinor’a ayak basmalarına izin vermez – ve çoğu Tol-eressëa’dan gelen Valinor ışıltısıyla yıkandıkları için uzun ömürlü olsalar da – ölümlüdürler ve ömürleri kısadır. Bu hükme karşı kendi aralarında fısıldaşmaya başlarlar. Thû, Morgoth’un yaklaştığını haber verdi [haber vererek] Atalantë’ye gelir. Fakat Morgoth Gece’nin Duvarları’nın dışında yaşamaya mahkum edilmiş bir ruh olmanın haricinde oraya gelemez. Atalantëliler düşer ve isyan eder. Thû-Morgoth’a bir tapınak yaparlar. Bir ordu kurar ve şimşeklerle Tanrıların kıyılarına saldırırlar.

Tanrılar bu yüzden Valinor’u dünyadan ayırdı ve suların derinliklerine aktığı ve Atalantë ordusunun boğulduğu korkunç bir yarık oluştu. Bir insanın ne kadar uzağa yelken açarsa açsın bir daha asla Batı’ya ulaşamaması, aksine başladığı yere geri dönmesi için tüm dünyayı yuvarladılar. Böylece Eski Dünya’nın altında yeni topraklar meydana geldi ve Doğu ile Batı geriye doğru büküldü, [? sular aktı her tarafından yuvarlak] dünya yüzeyinin ve bir tufan zamanı yaşandı. Fakat koca yarığın yakınında olan Atalantë tamam[en] dibe batmış ve sular altında kalmıştı. Númenόrluların geri kalanları [Yazarken üzeri çizilmiş: Númen Lie-númen] gemileriyle Doğu’ya kaçar ve Orta Dünya’ya ayak basar. [Üzeri çizilmiş: Morgoth çoğunu bunun doğal bir yıkım olduğuna dair kandırır.]

Númenόrluların [?özlemi]. Dünya üzerinde yaşama arzuları. Gemi enkazları ve görkemli mezarları. Bazıları kötü, bazıları iyi. İyilerin çoğu batı kıyısında ikamet etmekte. Bunlar Göç Eden Elfleri de aramaktadır. Amroth’un [Yazarken üzeri çizilmiş: Agaldor] Thû ile dövüşüp onu Dünya’nın merkezine ve Demir Orman’a sürmesi.

Kadim diyarların yolu, üzerinde yalnızca Tanrıların ve İnsanlar güneşi ellerinden alınca göç eden Eldar’ın yürüyebileceği, havadan oluşan bir düzlük olarak kaldı. Fakat Númenόrië’nin çoğu onu ya açıkça ya da belli belirsiz görebiliyordu ve bu yolda yelken açabilecek gemiler tasarlamaya çalıştı. Fakat yalnızca Wilva ya da daha alçaktaki havanın içinde yelken açacak gemiler yapabildiler. Tanrılar Düzlüğü [içinde], Manwë’nin kartalları ve şahinleri hariç, kuşların bile uçamadığı Ilmen’in ortasından geçerek bir uçtan diğerine uzanıyordu. Fakat Númenόrië filoları dünyanın çevresini dolandı ve İnsanlar onlara tanrı gözüyle baktı. Bazıları bu durumdan memnundu.

Daha önce de söylediğim gibi, bu kayda değer metin Númenor efsanesinin başlangıcı ile “Silmarillion”un Dünya’nın İkinci Çağı’na uzanan bir eklentisini belgeler niteliktedir. Burada Yuvarlanan Dünya ve Düz Yol fikirleri ilk defa oluşturulmuştur ve Son İttifak öyküsünün ilk izleri de burada, ‘Bunlar Göç Eden Elfleri de aramaktadır. [Agaldor >] Amroth’un Thû ile dövüşüp onu Dünya’nın merkezine sürmesi’ sözlerinde görülmektedir (metnin başında Agaldor Orta Dünya’nın Kuzey Batı kıyılarında yaşayan bir halkın reisi olarak adlandırılmaktadır). Númenόrluların uzun ömürleri zaten bilinmekte fakat (babamın akın akın gelen yeni fikirleri yakalayıp büyük bir hızla kağıda döktüğü ‘taslaklarında’ hep var olan özetleme ve sapmalara bile göz yumarak) sonradan kazanacağından çok daha az öneme sahipmiş gibi görünmektedir ve ilginçtir ama, bu uzun ömürlülük Númenor denizcilerinin yelken açmalarına izin verilen Tol-eressëa’ya yaptıkları yolculukları sırasında ‘yıkandıkları’ ‘Valinor ışıltısı’na bağlanmaktadır. Karş. Quenta, VI. 98: ‘ Bu yüzden Valinor’un ışığı hala diğer diyarlarınkinden daha görkemli ve büyüleyicidir çünkü Güneş ve Ay dünyanın altındaki karanlık yolculuklarına çıkmadan önce bir süre orada birlikte dinlenirler’; fakat bu ifade bu düşüncenin yeterli ya da tatmin edici bir açıklaması gibi görünmemektedir (daha fazla bilgi için bkz. s. 20). Númenόrluların ölülerle iç içe olan kültürü aslında göze çarpmaktadır fakat bu kültür Númenor’un Düşüşü’nden sonra hayatta kalan, Orta Dünya’daki Númenόrlular arasında kendini göstermiş ve tıpkı sürgünlerin inşa ettikleri ve Ilmen’in içinden geçen Düz Yol’da yelken açmayı amaçlayarak yalnızca daha alçaktaki hava katmanı olan Wilwa’da uçmayı başardıkları uçan gemiler fikrinin olduğu gibi bu fikir de kendini efsanenin daha geliştirilmiş hallerinde göstermiştir.

‘Thû, Morgoth’un yaklaştığını haber verdi [haber vererek] Atalantë’ye gelir’ cümlesi sonraki metinlerde de olduğu gibi kesinlikle Thû, Morgoth’un dönüşünü müjdeledi anlamına gelmektedir. ‘Fakat Morgoth bir ruh olmanın haricinde oraya gelemez’ cümlesinin anlamı ise bir sonraki versiyonda biraz daha açıklığa kavuşturulmuştur, §5

Sevgili Gandore'nin anlayışına sığınarak, bu denli değerli bir çalışmayı tek parça yayınlamak yerine, değeri uzun süre anlaşılsın diye düşünerek iki parçaya bölmeye karar verdim. Teşekkürler.



Bu yazının bulunduğu yer: Yuzuklerin Efendisi / Turkiye LOTR / Turkey
http://www.yuzuklerinefendisi.com

Bu yazıyı bulabileceğiniz URL adresi:
http://www.yuzuklerinefendisi.com/article.php?sid=2130